"Loading..."

DEPREM VE KENTSEL DÖNÜŞÜM İLİŞKİSİ

19 Kasım 2020 16:00

İstanbul’da yakın gelecekte bir depremin kaçınılmazlığı ve kestirilen büyüklüğü, olası en az zarar için şimdiden tüm önlemlerin alınmasını gerektirmektedir. Milyarlarca TL maddi zarara yol açması beklenen depremin yıkıcı etkilerinin azaltılması için sosyal ve fiziksel çevrenin kalitesinin artırılması zorunludur. Ayrıca, bu konuda başarılı sonuçlar alınabilmesi için, depreme dayanıklı yapı koşulları oluşturulmalı ve yapı malzemesi üretimi ve kullanılması kontrol edilmelidir. TÜİK’in 2003 yılı verilerine göre 1.070.808 yapının bulunduğu İstanbul’da, yüksek riskli yapıların ve yerleşmelerin belirlenmesi ve depreme dayanıklı duruma getirilmeleri gerekmektedir. Yapıların depremden zarar görme riskinin arttığı bölgelerde, yapıların yıkılıp yeniden yapılmasını ve güçlendirilmesini de içeren kapsamlı kentsel dönüşüm uygulamalarına gerek vardır. Kuşkusuz sorun yalnızca İstanbul’un sorunu da değildir. Türkiye’nin %92’sinin sorunudur. Bu nedenle sürekli bir tehdit ve tehlike olan deprem karşısında, önlem olasılıklarını tartışmak, sürekli olması gereken ve unutulmaması gereken bir görevdir.

Deprem gerçeği ve İstanbul üzerinde yarattığı risk, Türkiye’nin gündemini belirgin biçimde uğraştırmaktadır. Çünkü İstanbul depreminin etkilerinin İstanbul ve bölgeyle sınırlı kalması söz konusu değildir. Bu depremin yaralarının sarılması tüm Türkiye’yi ilgilendiren bir konudur. Bu nedenle İstanbul’u tehdit eden depreme karşı, ülkesel ve bölgesel planlama ve makro düzeyde çözümler üretilmelidir. Bunun için, kaynak kullanımının çok iyi organize edilmesi ve kişilerin ortaya çıkacak maliyetleri karşılama yeteneklerine bir an önce sahip olmaları sağlanmalıdır. Kentin riskli bölgelerinde, stratejik planlama/eylem planları/kentsel dönüşüm projeleri çerçevesinde yenileme, sağlıklaştırma ve iyileştirme yapılmalıdır. Riskli alanların, boşaltma/güçlendirme faaliyetleri ile güvenli duruma getirilmesi gerekmektedir. Boşaltılan bölgelerdeki insanların güvenli alanlara yerleştirilmeleri ve bütün sorunlara sosyo-ekonomik düzeyden başlayarak psikolojik düzleme kadar çözümler üretilmesi ve öncelikle sosyal ve fiziksel çevrenin kalitesinin artırılması zorunludur. Karşı karşıya kaldığımız risk, yalnızca ekonomik önlemlerle azaltılamaz. Bunun yanısıra, toplumsal dönüşümler ve değişimler de kaçınılmazdır. Bununla birlikte, risk tamamen yok edilemeyeceğine göre en aza indirilmesi için çabalar artırılmalıdır.

Erol Köktürk – Erdal Köktürk
Deprem ve Kentsel Dönüşüm İlişkileri

İstanbul Merkez Ofis

Barbaros Hayrettin Paşa Mah. E5 Yan Yol Üzeri 1992.Sok. No:16/255 VetroCity Residence, 34522 Esenyurt/İstanbul, Türkiye

İstanbul Merkez Ofis - E-Posta
info@orkuntesisyonetim.com.tr